SİYASİ AKLI  VE NEZAKETİ YENİDEN HATIRLAMAK

Yazıma Ayyüce TÜRKEŞ TAŞ’a ve bir gün sonra CHP Genel Başkanı Özgür ÖZER’e yapılan menfur saldırıları lanetleyerek başlamak istiyorum. 

Siyasilerimizi ve toplum liderlerini cinnetten sükûnete davet ediyorum. 

Alparslan TÜRKEŞ’in kızı, İyi Parti Adana Milletvekili ve İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce TÜRKEŞ TAŞ, 3 Mayıs 2025 tarihinde, Türkçüler Günü vesilesiyle babası Alparslan Türkeş'in Anıtmezar'daki kabrini ziyaret etmeye aracıyla geldiğinde mezarlık alanına sokulmadı. 

Ayyüce TÜRKEŞ, Mezarlığa yürüyerek girebildiğini ancak arkasında şoförü ve korumasının yaklaşık 150 kişilik bir grubun yumruklu saldırısına uğradığını bildirdi. Olayın ardından TÜRKEŞ, uzun süre mezar alanında abluka altında tutuldu.

Ayyüce TÜRKEŞ olaydan sonra yaptığı açıklamada, Alparslan TÜRKEŞ'in mezarının herkesin ziyaretine açık olması gerektiğini vurgulayarak, "Kimse Alparslan TÜRKEŞ ile sevenlerinin arasına engel olamaz. Kimsenin bu mezarda hakkı yoktur. Bu mezarla ilgili bir söz sahibi varsa o da Türkeş ailesidir." ifadelerini kullandı.

Doğru tespit. Alpaslan TÜRKEŞ’in Anıt Mezarı’nın sahibi TÜRKEŞ ailesidir. Anıtmezarın sahibi, ehli beyt-i TÜRKEŞ ailesidir. 

Ayyüce TÜRKEş'in kardeşi Ahmet Kutalmış TÜRKEŞ, saldırıya sert tepki göstererek, “bu tür eylemlerin kabul edilemez” olduğunu ifade etti. Saldırganlara herhangi bir yaptırım uygulanmamasını eleştiren TÜRKEŞ, "Gözaltına alınmadılar, ifade vermediler. Neden bilmiyoruz. Demek ki buna güveniyorlar" dedi. Ayrıca, MHP'yi hedef alarak, "Kendi kurucunun ailesine saldırı yapıyorsun" şeklinde konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat DERVİŞOĞLU, olayı "keyfi işgal" ve "ayrıştırma planı" olarak nitelendirerek, TÜRKEŞ'in mezarının milletin ortak değeri olduğunu vurguladı ve sorumluların özür dilemesi gerektiğini belirtti.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan ÇÖMEZ, Sözcü TV'ye yaptığı açıklamada, Ayyüce TÜRKEŞ TAŞ'ın mezarlığa vardığında yaklaşık 150 kişilik bir grupla karşılaştığını belirtti. Danışmanlarının ciddi şekilde darp edildiğini ifade eden ÇÖMEZ, Ayyüce TÜRKEŞ'in buna rağmen kabre ulaşmayı başardığını söyledi. Olay sırasında polislerin müdahale edemediğini ve mezarlığın abluka altına alındığını belirten ÇÖMEZ, Ankara Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı ile görüştüğünü, ilave Çevik Kuvvet ekiplerinin tedbir aldığını ifade etti.

Ayyüce TÜRKEŞ, yapılan saldırı karşısında soğukkanlı davranmış, sakinliğini korumuş, 150 kişilik grup karşısına partili başka bir grubu çıkarmamış, olayların büyümesini önlemiş, kardeş kavgasına meydan vermemiştir. Bu açıdan Ayyüce TÜRKEŞ hanımı takdir etmek gerekir.

Saldırı ve haksız ablukanın üzerinden birkaç gün geçtiği halde iktidar ve muhalefet partilerinin kadın kollarından, kadın haklarını savunan sivil toplum örgütlerinden beklenen tepkinin gelmediğini görmekteyiz.

Türk töresinde kadına el kaldırılmaz. Asla cenazede ve düğünde saldırı yapılmaz. Yapılanlar,  ülkücü Türk milliyetçisi hareketin lideri Alpaslan TÜRKEŞ’in kızına karşı büyük bir saygısızlıktır.

Olayın ardından Alparslan Türkeş Vakfı Genel Sekreteri Alparslan YILMAZ, saldırının faillerinin video görüntüleriyle açıkça belli olduğunu belirterek, Cumhuriyet savcılıkları ve emniyet güçlerinin resen işlem yapmamasını talihsizlik olarak nitelendirdi.

Olayla ilgili video izlendiğinde faillerinin genç çocuklar olduğu görülüyor. Bir zamanlar bizim de içinde bulunduğumuz “fikirde hür emirde robot” olarak yetişen ve verilen emri robot gibi yapan genç çocuklar bunlar. Bu çocuklara kızamıyorum bile, bu çocukların suçu yok, yapana değil yaptırana bakmak gerekir.

Diğer yandan CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL, 4 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul'da katıldığı Sırrı Süreyya ÖNDER'in cenaze töreni sonrasında Atatürk Kültür Merkezi'nden ayrılırken, 2 çocuğunu öldüren katil yaratık tarafından saldırıya uğradı.

Bu olay, 2019 yılında CHP eski Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU'nun Ankara'da bir şehit cenazesinde uğradığı saldırıyı da akıllara getirdi. 

Her üç olayı üst üste koyduğumuzda Türkiye de siyasi gerginliğin tırmandığını görmekteyiz. Ayrıca bu tür olaylar, Türkiye'de siyasi liderlerin güvenliği konusundaki endişeleri artırmaktadır.

Ülkemiz ateş çemberi içindeyken siyasi parti liderlerimize büyük sorumluluk düşmektedir. 

Siyasi parti başkanlarımızdan ve yöneticilerimizden;

1. Kutuplaştırıcı, hakaret içeren veya düşmanlaştırıcı söylemlerden kaçınmalarını,

2. Birbirlerini rakip değil, demokratik sistemin bir parçası olarak görmelerini ve bu şekilde hitap etmelerini,

3. Toplumu birleştiren temel değerler (ortak dil, din, kültür, adalet, eşitlik, insan hakları, demokrasi gibi) etrafında birlik çağrısı yapılmalarını,

4. Millî birlik ve beraberliği sağlayacak demeçler vermelerini,

5. Siyasi gerginliği düşürücü davranışlar sergilemelerini,

6. Muhataplarıyla konuşurken nefret söylemlerinden uzak durmalarını,

7. Eğitimde, medyada ve siyasette birleştirici dil kullanılmalarını,

8. Demirel, Ecevit, Türkeş, Erbakan, Özal, Erdal İnönü ve Aykut Edibâli’nin geçmişte birbirine gösterdikleri siyasi nezaketi şimdiki iktidar ve muhalefet liderlerinden

 beklemekteyiz. 

Atatürk’ün ilkeleri etrafında, “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyerek ortak paydada birleşmek, devlete ihanet etmeyen herkesi kucaklamak, dil, din, mezhep, etnik ayrımı yapmadan kendini Türk hisseden her vatandaşımızı bağrımıza basmak, millî birliği sağlamak olan görevimizin bilincindeyiz.

Türkiye sahipsiz değildir. 

Türkiye hepimizin. 

Son Kale Türkiye’nin bekçisiyiz. 

Namık Kemal YILDIZ